Size yaşınız kaç olursa olsun beyninizi genç, diri ve dinamik tutabileceğinizi söylesem
ne derdiniz? Hatta 80 yaşında olsanız bile beyninizin yaşının genç bir bireyin beyniyle eş
olacağını..
Beyin gençleştikçe psikolojinizin de onunla senkron olup gençleşeceğini?..
Yok artık der gibisiniz..
Gelin size şöyle anlatayım.
Beynimize detaycı bir büyüteçle baksaydık (ki bunu genetik alanında yapıyorlar) dallı
budaklı bağlantılar ve onların ana merkezini görürdük. Ana merkez nöronun hücre gövdesini, gövdeden çıkan uzan dallara da sinaps deriz. Hücre gövdesi yaşam noktası, sinapslar ise iletişim aracıdır. Bunu şimdi aklınızda tutun.
Dünyaya geldiğimizde bir yetişkinin nöron sayısına eş nöronlarımız bulunur.
Yetişkinlerde birbirleriyle bağlantılı olan bu nöronlar bebeklikte bağlantısızdır o yüzden
ağlamak, beslenmek ve dışkılamak haricinde bir şey yapamayız. Ama bu beynimizi
kullanmadığımız anlamına gelmez. Basit davranışlar yaparken bedenimiz, beynimiz o sırada saniyede iki milyona yakın yeni bağlantılar yani sinapslar oluşturur. Çünkü bilinmezliğin içerisinde kendini konumlandırmak için verilere ihtiyacı vardır.
İki senelik bu serüven sonucunda meydana gelen ve yetişkinlerdeki bağlantı sayısının
2 katına ulaşıp yüz trilyonu aşan bağlantılar oluşsa da kullanılmayanların ortadan kaldırılması gerekir (sayıya aldanıp zeka durumunu değerlendirmeyin lütfen). Çünkü doğamız ve evrenin işleyişi gereği doğal seleksiyon kaçınılmazdır ve olmalıdır. Amaç enerji tasarrufu. İşte biz buna Sinirbilimde “Nöronal Budanma” adını veririz. Bu birinci revizedir. İkinci revize ise en muazzamıdır. Çünkü budamak kolaydır çünkü kullanılmayan bu oyundan elenir ama yenisini oluşturmak ise daha çetrefillidir. İşte buna da “Nörogenesis” adını veririz. Başardınız mı işte o zaman devam. Çünkü kolaylaşmaya başladığını sizlerde göreceksiniz. Aynı araba sürmek gibi. Önce zor gelir sonra bir bakmışsınız usta şoför olmuşsunuz.


Bu iki revizeyi şimdi bir araya getiririn. İşte elimizde kocaman bir “NÖROPLASTİSİTE” terimi elde ettik. Bu beynin yapısal ve fizyolojik değişikliklere uğrama yeteneği olup beynin plastik gibi bir elastikliği olduğu anlamına gelmesidir. Kısaca beynimiz
adapte olabilme yeteneğine sahiptir. Aslında nöroplastisite bir döneme kadar yetişkinlikte son bulduğu düşünülürken yapılan araştırmalar sonucu ömür boyu devam eden bir durum olduğu da kanıtlanmıştır.


Bir de işin psikolojik tarafından bakalım. Beyin ve psikoloji birlikteliğinde ikisi de
birbirini etkiler pozisyondadır. Çünkü ruh hali olarak güne nasıl başladıysanız beyninizin
düşünce üretim merkezleri de psikolojinizle senkron olup o tarz üretime geçecektir. Çünkü iki sıkı dosttan bahsediyoruz. O zaman arınmış bir beyin rahatsız hisseden psikolojiyi de zamanla sakinleştirecektir. İkisinin işi de zordur. Biri ruhu biri hayatı kontrol etmeye çalışıyor sonuçta. Bu nedenle somut olanı kontrol her zaman kolay olacağı için beyinsel alana müdahale dolaylı olarak psikolojiye de etki meydana getirecektir. O zaman gelelim en baştaki sorumuza: Beyin yapısı gereği elastikse, bu elastiklik ömür boyu sürüyorsa ve nöroplastisite adı verilen adapte olma yeteneği varsa, beyin ve psikoloji birlikteliği ve senkronu yadsınamaz bir gerçeklikse o zaman her ikisinde de gelişim ve değişim sizce de olası değil midir?
Örneklendirelim:
Nörogenesis için en basit yol yeni bir şeylere başlamak. Çünkü hatırlayalım
“nörogenesis” yeni nöronların oluşmasıydı. Yeni başlangıç için yeni adım şart. Bir de yeni
adım en sevdiğiniz ya da seveceğiniz bir şey ise sevgiyle başlayan bir başlangıca kim kayıtsız kalabilir ki? Ben burada hobiye değinmek istiyorum. Çünkü beyin ve psikoloji için hem detox hem botox. Nasıl mı? Şimdi ertelediğiniz ve devamlı yapmak istediğiniz bir hobinizi gözünüzde ve zihninizde canlandırın. En ince detaylarına kadar. Derinlemesine.. yüzünüz gülmeye başladı değil mi? Bir de bunu yaptığınızı, sahip olduğunuzu düşünün.. gülümseme derinleşti. İşte beyniniz bunu gerçekleştirmeden psikolojinize detox kendisine botox yapmaya başladıysa siz bir de yaparken görün. Işıl ışıl olursunuz benden söylemesi. Burada bir de beynin hobi sever bir tarafına değinmeden geçmek istemem. Neden mi?
Okumaya devam edin..
Hobi terimini açalım:
-yapılması zorunlu olmayan bir faaliyet
-farklı meslek ya da uğraşı alanına giren
-boş zamanları değerlendirmek amaçlı yapılan
-yetenek ve beceri geliştirici, oyalayıcı tarafı bulunan bir terimdir.
Şimdi beyin neden sever nasıl botox ve detox etkisi olur gösterelim:

-yapılması zorunlu olmayan bir faaliyet
…….
-farklı meslek ya da uğraşı alanı
-boş zamanları değerlendirmek amaçlı
…….
-yetenek ve beceri geliştirici, oyalayıcı

-beyin zorundalık zaten sevmez ve kaçınır.
(Detox)

  • beyin farklılık sever. (Botox)
    -beyin boş zamanlarda hatta uykuda bile enerji
    üretirken üretilen enerji boşa gitmemesini ister

-beyin gelişim severdir. (Botox)

Görüldüğü üzere beynin hobiyi sevmemesi için bir neden yok. Beyin sevdiği şeyleri
hobi edinince psikolojinizde görüldüğü üzere onunla senkron olacak ve bir taşla çokça kuş
vurmuş olacaksınız.
Bu nedenle sizde sadece görüntüsel değil beyinsel ve psikolojik olarak genç kalmak
istiyorsanız, zihninizin bir tarafında, tozlu raflarda duran ertelenenler kutusunu alın ve açın.
Bakalım neler ertelenmiş, hangi hobiler sonra yaparım listesine girmiş. Bi deneyin derim.
Sonuçta beyin bedava..

Sevgilerimle..

Sinirbilim Uzmanı P.D. Elif Cemre Özer

İnstagram : uzm.pd.elifcemreozer

Kaynakça
-Füsun Kavrakoğlu. “Beyin Salatası 9 Nöral Budama”. (Erişim Tarihi: 29 Kasım 2023).
https://kavrakoglu.com/beyin-salatasi-9-noral-
budama/#:~:text=Bir%20bebe%C4%9Fin%20beyninde%20saniyede%20yakla%C5%9F%C4%B1k,Buna%20n
%C3%B6ral%20budama%20ad%C4%B1%20veriliyor.
-Wikipedia (2000). “Nöroplastisite”. (Erişim Tarihi: 30 Kasım 2023).
https://tr.wikipedia.org/wiki/N%C3%B6roplastisite
-Wikipedia (2023). “Hobi”. (Erişim Tarihi: 30 Kasım 2023). https://tr.wikipedia.org/wiki/Hobi